Televizyon ben doğmadan yıllar öncesinde icat edilmiş bir alet. TRT Türkiye’de ilk yayınını 1968 yılında yapmış. O zamanlar siyah beyaz tüplü televizyonlar var tabi. Önceleri daha çok zengin kesim (beni alakadar etmez) ve kahvehanelerde bulunurmuş. Babam anlatırdı köy kahvesinde televizyon varken herkes büyük bir merakla kahveye gelir ve televizyon karşısında robot olurlarmış.

Aslına bakarsanız onca yıl sonra şuanda da durum farklı değil televizyon çoğu insan için yegane eğlence kapısı bazı kişiler içinse insanların gözlerinin önüne perde çekmek için mükemmel bir araç. TV teknolojisi aralıksız bir hızla devam ediyor. “Madem ki kullanıyoruz en iyisini alalım”, “Hayatım arkadaş LED TV almış bizde alalım” , “O’nda var bende niye yok”, “Alalım büyüklerden Full Hd hava basalım” muhabbetlerinden dolayı yaptığımız tek şey üreticilerin oyununa gelip sürekli TV değiştirmek. Önce flat çıktı gittik aldık, plazma çıktı gittik aldık, lcd çıktı gittik aldık, LED çıktı gittik aldık, 3D TV çıktı gittik aldık; şimdi ise sırada Amoled tvler var onuda sokarlar Türkiye piyasasına onuda alırız. Daha dün plazmayla tanıştık bu gün üç boyutlu film seyrediyoruz bu bir nimetmi yoksa kaz gibi vatandaşı yolma politikası mı? Çıkan her yeni teknolojiyi henüz sindirmeden bir yenisi türüyor ve biz her seferinde para harcıyoruz. Bu işin maddi tarafı.
“Başbakan Amerika başkanı ile ekonomik, ticari ve askeri politikaları görüştü, först leydi şunu giydi, amerika başkanı gazetecilere gülümsedi el salladı ve gitti, şimdi hava durumu için arkadaşımıza bağlanıyoruz, ardından Fatma Gül’ün Suçu ne Adlı diziyi seyredebilirsiniz.” Kimsede demiyor hay hay bu adam taa amerikalardan gazetecilere gülümseyip el sallamak içinmi gelmiş? Ekonomik ticari ve askeri politikalar derken bu ne anlama geliyor niye yuvarlak cümleler kuruyorsunuz adam akıllı ne konuştuklarını söylesenize demiyor. Niye desin ki haberler bitsede dizi başlasa derdinde vatandaş, vatandaşta haklı sorsan sanki söyleyecekler iyisimi kerim Fatmagül’ü öpecek bu bölümde onu seyredelim diyoruz.
Yeğenim Kayu’nun türkçe dublajından kaynaklı cümlerler kuruyor. Kendisine bisiklet hediye ettiğimde “Bisikletimi anneme göstermek için sabırsızlanıyorum”, “Sanırım düşücem” gibilerinden.
Nereye gidiyoruz, yetenek yarışması programlarında amerikan aksanı(yeni çıktı) ile Türkçe şarkı, Garip şapka ve kıyafetlerle rap müzik ve gösteri yapıyorlar, artık insanlar horon tepenlere değilde, dans ederken birbirinin kıçını itenlere oy veriyor(Oy verme mevzusunuda daha sonra değerlendiricem). Yozlaştık ve bu yolda emin adımlarla çıtayı dahada yukarılara taşımak için var gücümüzle TV seyretmeye devam…
serkan yaman – sarman9@ – http://syaman35.wordpress.com
televizyon mecburi teknoloji – ekle, tv, yozlaşma