Kategoriler
Blog

Blogunuz için 20 kullanılabilirlik tüyosu

Tom Johnson I’d Rather Be Writing’da blogunuz için 20 altın tavsiye yazmış blogcu dostlar, ben aşağıdaki kurallardan çoğunu uyguluyorum, hepsi olamasada bir çoğunu sizde prensip olarak benimserseniz başarabilirsiniz.
postoften.png

  1. Blogunuza bir konu seçin
    Tutkulu ve bilgili olduğunuz bir konu seçin ve bloğunuzu yazarken bu konudan fazla uzaklaşmamaya çalışın. Belirli bir konuda yazmak sizi sınırlamaz, tam aksine daha profesyonel ve güzel yazılar yazmanızı sağlar. Bloğunuzun konusunu, kolay görülecek bir yere yazın, böylece siteye giren ziyaretçiler neyle karşı karşıya olduklarını bilsinler. Konulu iyidir…
  2. Yorum yazmayı özendirin
    Yorum özelliğini aktive edin ve yorumlara cevap yazın. Bloglar kendi kendinize konuştuğunuz bir yer değil, diğer insanlarla iletişim kurduğunuz bir yer olmalıdır. Yorumlarda sizin yazılarınızı zenginleştiren eklemeler, öneriler veya hatalarınızı haber veren uayrılar olacaktır.
  3. Üyeliği basitleştirin
    Turuncu bir RSS düğmesiyle olsun, Feedburner kullanarak olsun, mail ile üyelik imkanı olsun,… Yeter ki sizin bloğunuzu beğenen ve izlemek isteyen insanlara bir üyelik imkanı verin. Topluluk çok önemli!
  4. Hakkımda” sayfası olsun
    Blog kişisel bir meseledir. Okuyucular, bu içeriği kimin oluşturduğunu bilmek ister. Nerelisiniz, ne iş yaparsınız, eğitiminiz nedir, tecrübeniz nedir? Bu tip soruların yanıtlarını veren bir sayfa, blog okurları ile daha samimi ve şeffaf bir ilişkiyi mümkün kılar. Anonim yazıları çoğu kişi sevmez.
  5. Fikirlerinizi görselleştirin
    İnsanlar uzun, kesintisiz yazıları okumayı pek sevmezler. Yazıya ara sıra ara vererek görseller kullanabilirsiniz. Bilinen blogların çoğu bol resimli bloglardır.
  6. Yazıyı kısa ve öz tutun
    İyi bir blog yazısı 1-2 paragraf olur. Eğer uzun olacaksa (bunun gibi), küçük parçalara bölerek yayımlamayı düşünebilirsiniz.
  7. Uzun yazılarda altbaşlıklar kullanın
    Eğer parçalamak istemediğiniz bir yazı yazıyorsanız (bunun gibi), alt başlıklar kullanmanız iyi olur. Ya da “devamı…” şeklinde bir bağlantı ile hiç değilse ana sayfadaki kalabalığı engelleyebilirsiniz.
  8. Yığınla bağlantı kullanın
    Web bir siteler yumağıdır. Bunun bir parçası olmak için bağlantılar vermeli ve bağlantılar almalısınız. Yazılarınızda ne kadar çok dış bağlantı (link) kullanırsanız, bloğunuzu o kadar çok site sahibi görür çünkü herkes kendisine gelen bağlantılardan hoşlanır ve onları takip eder. Ayrıca Google da bağlantısı bol siteleri sever. PageRank’i yüksek bir siteye bağlantı veren sitenin PageRank’i de yüksek olur.
  9. Başlıklar açıklayıcı olsun
    Zekice kelime oyunlarını herkes sever, ama Google’da çıkmıyorsa o kadar da zekice değillerdir. İnsanlar genelde bloğunuzu Google’da bir arama yaparken veya bir RSS kaynağında görerek keşfederler. Bu keşif, genelde sadece bir cümleye bağlıdır: yazının başlığı. Eğer açıklayıcı başlıklar yazmıyorsanız, fark edilmeniz çok zor.
  10. Konulara göre arşiv tutun
    İnsanlar “acaba şu gün ne yazmış?” demezler, “acaba şu konuda ne yazmış?” derler. Artık blogları sanal günlük olarak gören kimse kalmadığına göre, içerik düzeni konu odaklı olmalıdır. Site içi aramanın olması da önemli.
  11. Her yazının altına ilgili yazıları ekleyin
    Çoğu kişi bloğunuza bir Google araması sonucu gelir ve ana sayfadan ziyade bir yazının kendi sayfasına gelme ihtimali yüksektir. Yazınızı bulup sonuna kadar okuyan ziyaretçilere, ilgilenebilecekleri diğer yazılarınızı da göstermek çok akıllıca bir pazarlama yöntemidir.
  12. İletişim bilgilerinizi verin
    “Hakkımda” sayfasının yanısıra, iletişim sayfası da çok önemlidir. Bazı kişilerin, yazdıklarınız ile doğrudan alakası olmayan, yani yorumlar kısmına yazılamayacak bir diyecekleri olabilir. Bir telefon, veya en azından bir mail adresi vermeniz belki de yeni işler, yeni teklifler almanızı sağlayacaktır.
  13. Gerçek görüşünüzü belirtin
    Bloglar kişisel şeylerdir ve okuyucular bu yönünü severler. Eğer gereçek bir insan olduğunuz arasıra belli etmezseniz, bloğunuz da samimiyetini ve inandırıcılığını kaybeder.
  14. Gelecek işvereniniz için yazın
    Henüz Türkiye’de duymasak da, dünyada pek çok kişi yazdığı bloglar yüzünden işinden oluyor. Bunun sebebi bloğunda işverenini rahatsız eden veya şirket politikalarına aykırı yazılar yazmak. Sırf şu anki işvereniniz değil, gelecekteki tüm işeverenlerinizin de bloğunuzu okuma ihtimalini düşünerek, akıllıca yazın.
  15. En çok okunanlar kısmı yapın
    Çok ilgi çeken ve insanların mutlaka okumaları gerektiğini düşündüğünüz yazılarınızın arşivlerde kaybolup gitmesine izin vermeyin. Çok okunanlar veya popüler yazılar köşesi, çoğu okurun işini kolaylaştıracak ve bloğunuza değer katacaktır. Bu tip listeleri yapan bir WordPress eklentisi var, ama elle yapmak da çok zor olmasa gerek.
  16. İçindekiler sayfası yapın
    Hem okuyucuların ziyaret başına gezdikleri sayfa sayısını arttırmak, hem de kendiniz için bir “neler yazmışım?” kaynakçası oluşturmak iyi olur. (Site haritası demiyorum bunun adına, çünkü sitenin neredeyse tamamı postlardan oluşuyor.)
  17. Kendi alan adınızı alın
    Eğer profesyonel bir blog yazarı olmak istiyorsanız, bloğunuzu bir marka olarak düşünmeli ve buna göre davranmalısınız. Hizmet sağlayıcının bir alt alan adı olarak yayınlanan blogların adreslerinin daha zor hatırlandığı bir gerçek. (bunebe.blogspot.com yerine bune.com ne kadar daha akılda kalıcı değil mi?)
  18. Son yazdıklarım bölümü olsun
    Bloğunuzun tüm sayfalarında, son yazdığınız 5 veya 10 yazının baplantısı olsun. Zaten çoğu blog yazılımı bunu versayılmış ayar olarak kabul ediyor, ama yine de hatırlatmakta fayda var.
  19. Yorum yapanları ödüllendirin
    Zaman ayırıp bloğunuzdaki bir yazıya yorum yapanları ödüllendirmenin güzel bir yolu, son yorumlar bölümü yaratmak. Bunu yapan eklentiler var, bulunca adreslerini vereceğim.
  20. Sık sık yazı koyun
    Bloğunuzun ziyaretçiler tarafından sık ziyaret edilmesini istiyorsanız, siz de sık yazı koymalısınız. Türkiye’de komün bloglar dışında günde birden çok yazı koyan blog yok, ama yine de haftada 3-4 yazı koymak bloğunuzun epey faal olduğunu gösterecektir. Yine de sırf yazmış olmak için yazmayın. Boş konuşmalar okuyucu kaybettirir.

Çeşitli kaynaklar;

Bu yazı Tom Johnson’un I’d Rather Be Writing blogundaki bir yazıdan alınmıştır. [via]