Kategoriler
Hayattan

Albert Einstein’ın Tanrı vardır Şeytan yoktur teorisi

albert-einsteinBir üniversite profesörü öğrencilerine şu soruyu sorar;
-Var olan her şeyi Tanrı mı yarattı?

Cesur bir öğrenci ayağa kalkar ve cevaplar;
-Evet, her şeyi Tanrı yarattı!

Profesör sorusunu yineler ve öğrenci yine evet efendim diye cevaplar.
Profesör devam eder;
-Eğer her şeyi yaratan Tanrı ise ve şeytan var olduğuna göre şeytanı da Tanrı yaratmış olur ve çalışmalarımızda uyguladığımız kesinleştirme prensibine göre de Tanrı şeytandır.

Öğrenci böyle bir önerme karşısında şaşırır ve yerine oturur.

Profesör ise öğrencilerine bir kez daha Tanrı’nın içindeki kaderin bir efsane olduğunu kanıtlamaktan ötürü oldukça mutludur.

Bu arada bir öğrenci ayağa kalkar ve;
-Bir soru sorabilir miyim profesör? der.

Profesörde sorabileceğini söyler.
Öğrenci ayağa kalkar ve soğuk var mıdır? diye sorar.
Profesör; Nasıl bir soru bu böyle, tabi ki vardır diye cevaplar. Sen hiç soğuktan üşümedin mi?

Öğrenci;
-Aslında, fizik yasalarına göre soğuk yoktur; yasamda/realitede biz soğuğu sıcaklığın yokluğu olarak düşünürüz. Herkes veya nesneler o enerji oradaysa veya bir şekilde enerji iletiyorsa onu deneyimler. Örneğin, Absolute 0 (-460 derece F) sıcaklığın kesin yokluğudur (hiç olmadığı seviyedir). Tüm maddelerin bu seviyede reaksiyon verme özellikleri bozulur ve değişir. Soğuk yoktur, o yalnızca sıcaklığın yokluğunda duyumsadıklarımızı tarif etmek için yarattığımız bir kelimedir der ve devam eder,

– Profesör, karanlık var mıdır?

Profesör;
-Tabiî ki vardır.

Öğrenci cevaplar;
-Korkarım gene yanılıyorsunuz efendim. Çünkü karanlık ta yoktur. Yasamda/realitede karanlık ışığın yokluğudur. Biz ışık üzerinde çalışabiliriz ama karanlığı çalışamayız. Gerçekte, biz Newton’un prizmasını kullanarak beyaz ışığı kırar ve renklerin çeşitli dalga uzunlukları üzerinde çalışabiliriz. Ama karanlığı ölçemeyiz. Bir basit ışık ışını karanlık bir mekânı aydınlatarak karanlığı kırmış olur yani karanlığı geçersiz kılar. Siz belli bir mekânın/uzayın ne kadar karanlık olduğundan nasıl emin olursunuz? Işığın miktarını ölçersiniz! Bu doğrudur değil mi? Karanlık insanlık tarafından, ışığın olmadığı yer/mekân için kullanılan bir kelimedir.

Son olarak öğrenci profesöre gene sorar;
-Efendim şeytan var mıdır?

Bu kez profesör pek emin olamamakla birlikte cevaplar;
-Tabiî ki, açıkladığım gibi, biz onu her gün, her yerde onu görürüz. Şeytan/kötülük bir kişinin başka bir kişiye her gün sergilediği insaniyetsizliğinin bir örneğidir. O, dünyadaki işlenmiş tüm suçlarda, şiddette yer alır. Bunların tümü şeytanın kendisinden başka bir şey de değildir. Der.

Öğrenci devam eder;
-Şeytan yoktur efendim. Yani o kendi başına yoktur. Şeytan basit olarak Tanrının yokluğudur. O aynen karanlık ve soğuk ta olduğu gibi insanin tanrının yokluğunu tarif etmek üzere yarattığı bir kelimeden ibarettir. Tanrı şeytanı yaratmadı. Şeytan/kötülük insanin tanrısal sevgiyi yüreğinde duyumsamadığı zaman deneyimlediklerinin bir sonucudur. O aynen sıcaklığın olmadığı yere gelen soğuk ya da ışığın olmadığı yere gelen karanlık gibidir.

Profesör yerine oturur.

Genç öğrencinin adı Albert Einstein’dır.

Blogger resimler, videolar, oyunlar, izle, oyna, seyret Bu yazı theomar.org blogundan izinle alınmış. Wolkanca’nın şurasında da bir parçası yer almış eskiden.

Albert Einstein kimdir?
Albert Einstein hakkında daha çok resim görmek istiyorum.

bence;einsteinin dediği 12den vurduğu sistemin gerçekleşmesi adına bu olağanüstü iyilik-kötülük dengesi meselesinin kainatta tam manasıyla oturması için yaratılmış bişey o.fakat bilim bu noktaya bir miktar yaklaşabilir tam manasıyla tanımlayamadığı şeyleri genel-geçer bir muğlaklık oluşturur ve bunu dinler felsefesine bağlarlar."her inançta bir yaratıcı bir de kötü ruhlu bişey vardır gibi ve bu insanın bu noktadaki bilinçaltının simgeselleştirdiği metaforlar olsa gerektir hepsi.." tarzı yaklaşımlar olabilmekte.dolayısıyle meselenin tam kabulu için ilahi bir vahy ve peygamberliğin varlığı gerekli olsa gerek ki yoksa hepsi muğlak bir "idealar zortlaması" olarak kalır 🙂 bole…

bence burada einstein'ın bahsettiği, bizim bildiğimiz önceden melek olan adının şeytan olduğu varlık değil. bahsettiği şey şeytanlık/kötülük. kendi başına kötülüğün varolmadığını, iyiliğin olmadığı yere kötülük dendiğini söylüyor.

tam da bu konuda bir yazı da ben yazmayı planlıyordum, rss e düşünce bu blogpost gelip okuyayım dedim.

ben yine yazarım da, benim blog burası kadar okunmuyor. bu çok okunan blogda da böylesine önemli bir konuda bir, iki saptama ile katkıda bulunazsam buraya kadar gelen okuyucular eksik gitmiş olacak. fazla uzatmadan…

einstein'in ağzından:

''"the word god is for me nothing more than the expression and product of human weaknesses, the bible a collection of honourable, but still primitive legends which are nevertheless pretty childish. no interpretation no matter how subtle can (for me) change this."

kaynak: http://www.guardian.co.uk/science/2008/may/13/peo…

bir başkası:

"it was, of course, a lie what you read about my religious convictions, a lie which is being systematically repeated. i do not believe in a personal god and i have never denied this but have expressed it clearly. if something is in me which can be called religious then it is the unbounded admiration for the structure of the world so far as our science can reveal it".

kaynak: (albert einstein, 1954) from albert einstein: the human side, edited by helen dukas and banesh hoffman, princeton university press

@5posta.com

benim blogum bu kadar okunmuyor demişsinde.. senin blogunda afedersin okunacak bir yer yok.. sağ elleri dolu olduğu için arkadaşlar yorumda yapamıyor..böyle bir blogun linkinin yayınlanmasına izin verdiği için wolkanca yı kınıyorum..

@5posta.com

benim amacım senin blogunu kötülemek değil yanlış anlama.. ama yorumunu blogunun adresini vermeden de yapabilirdin..kusura bakma ama blogunun adresinin verileceği yer burası değil..tabi bu benim kişisel düşüncem..gerisi blog sahibine kalmış birşey..

yazıyı yazan arkadaş, başlığı orjinalinden çevirirken bir anlam düşüklüğü olmasına mani olamamış. çok da emin olmamakla birlikte ''tanrının olduğu yerde şeytan yoktur'' gibi bir çeviri yazının amacına daha uygun düşerdi ve doğru olurdu gibi..

@ tayfur

insan hayatta hergün yeni birşey öğrenebilir. eğer zihnini biraz daha özgür bırakırsan bir budistin, müslümanın, sosyalistin veyahut nazistin söylediklerinden de birşey alabilirsin. o yüzen benim bloga bir şans daha ver derim… internet içinde bulunduğumuz dünyayı daraltmak için değil, genişletmek için var…

sicak kavrami einstein'in da tanimladigi gibi bir enerji formudur ve sicagin dogumu icin evrende birsey 'enerji sarfetmelidir'. ama ya soguk icin ne demeli? soguk mutlak var olandir hicbir caba sarfetmeye (enerji tuketimine) gerek olmadan oradadir. sogugu yok etmek icin caba harcanmalidir digerini var etmek icin. yani mutlak olan soguktur. ayni yaklasim karanlik icin de gecerlidir. einstein'e katilmiyorum zira asil suni olan mutlak olani (hicbir caba harcanmadan var olan) degistirmeye calisandir. kendiliginden var olan karanlik ve soguktur digerleri tam aksine onlari degistirmek icin bizim yarattiklarimizdir. yani pragmatik bir yaklasim sergilemis gibi gorunmekle beraber aslinda gercek pragmatik yaklasim einstein'in bu bakisina tersten bakmaktir. yani einstein'in yaptigi pragmatik yaklasim değil demogojik yaklasimdir. ayrica; varligin yoklugun temelini enerji kavramina dayandirmak inanclari yargilamakta goz onunde bulundurulmasi gereken temel bir oge olamaz.

(pragmatizm :bir düşüncenin doruluğunun ya da geçerliliğinin o düşüncenin pratik sonucu ile ölçülebileceğini benimseyen ve savunan felsefi görüştür.)

diger tarftan cok ilginctir ki inanc insanin caba sarfetmeye gerek olmadan var olan en temel gudusudur. karanlik ve soguk gibi. insan yaradilisiyla beraber bir tanriya inanma ihtiyaci duymustur. bu baglamda yine mutlak olan tanri'dir ve seytan onu yok etmek icin enerji harcanarak dogurulmus bir dusuncedir. enerji harcanarak diyorum zira inancsiz olmak icgudulerle savasmayi gerektirir. diger taraftan tanriyi yok adletmek icin seytan kavramina siginan bir dusunce zaten seytan kavramiyla kendi inancini (tanrisini) yaratmistir. yani bu baglamda bu goruste olan insanlar icin tanri=seytan dir ki profesor haklidir. yine bu durumda mutlak olan tek sey tanri olmustur. vahim olan tek nokta profesor tanri=seytan derken sadece kendini komik duruma dusunmus aslinda kendi tanrisini karalamistir.

kissadan hisse her iki tarafta komik laflar etmis. taraflardan biri tanri'yi sacma temelle var adletmis (einstein) digeri zaten inanmakta oldugunun farkinda bile değildir (prof.).

hepimiz aynı amaç için buradayız. ilk önce içimizdeki tanrı sevgisi' ni yüceltmek ve bu sevgiden oluşan tomarcıkları birbirimize vermek.. eğer bunu başarabilirsek ( ki günümüzde çok zor – deyim yerinde ise birkaç insan harici- ) asıl eşitliğe ulaşabiliriz. tanrı' yı, tanrı olduğu için sevmeyenler var.. yani yüce tanrı' yı tüm canlı ve cansız varlılardan üstün görenler var. ben onların inandıkları tanrı' ya karşıyım.. benim inandığım tanrı hepimiz ile birdir. bana göre senin içinde bir tanrı var, benim içimde bir tanrı var ve diğer tüm herşeyde tanrısal bir özellik var.. eğer kendimizi seversek asıl tanrı' yı sevmiş oluruz.. bize yüklenen tek şey sevgidir… bu sevdihiy bulursak inanınki tanrı mutlu olacaktır.. ki bunu bu zamanda yapmıyorlar.. onu çok üstün olarak görüyorlar.. ama bence öyle değil…. tekrar söylüyorum, benim o aykırı materyallerim sadece insanların herşeyden üstün gördüğü tanrı' ya aykırı olduğumdandır…

öncelikle belirtmeliyimki bu yazı uydurma bir yazıdır.böle bir konşma olmamıştır.olduğunu iddaa eden lüften kaynak göstersin.kaynaksız yazıların bir geçerliliği yoktur.enstein ile ilgili tüm yazıları kitapları okudum ve belgselleri izledm.benzeri bir konşma olmuştur.
ancak konşmada tanrı kelimesi bile geçmemişitr.einstein karanlığın bizim kullandimiz bir kelime olduğğunu ve ışığın yokluğundan kaynaklandığını söler hocasına. ayrca yukarda yorum yapan bir arkadaşın kaynak gösterdiği gibi einstein insanların inandğı tanrıya inanmadığını kendi sölemiştir.insanlar niye onu inanan biri olarak göstermekte ısrar edio sanki kendilerine artı puan getiromuş gibi.
evrenin o harika yapısına hayran olan einstein için kalkıpta o doğaya evrene inandı,evreni ve doğayi da tanrı yarattı gibi sivrizeka bir cevap werirseniz o da sizin saçmalığınzıdr.kimse tanrının warliğini bilim ile kantılamya çalişmasın yada einstein gibi bir dahi adamı buna alet etmesin.

einsteinin böyle bir teorisi vardır. sen yanılıyorsun