Ah şu ülkenin jeopolitik konumu yok mu! Bunca senedir, her bakımdan verimli bu toprakların sahipleri olduğumuz için başımıza gelmeyen kalmadı.
Herkes yüzyıllardır bu ülkenin bölünmeye çalıştığını ezbere biliyor. Öyle ki, yakında doğmamış çocuğun bile kafasına kazınacak! O yüzden adımları çok sağlam atmak gerekiyor. Atmak gerekiyor da atlamamamız gereken bazı gerçekler de var…
Ermeni meselesi neredeyse yüzyıldır, Kürt sorunu da 25 yıldır var. Birisinin daha kısa, diğerinin daha uzun olması arasında bana göre bir fark yok çünkü bu meselelerde hep savunma halindeyiz. Bu da bizi suçlu konumuna sokuyor. Halbuki gerçekten de birebir hatalarımızın olmadığı, yıllardır bize diretilen hatta sokuşturulan, planlı olaylar bunlar.
Tarih kitaplarını şöyle bir karıştırmak yeterli. Osmanlı himayesinde yaşayan Ermeniler en başta İngiltere’nin gazıyla isyan çıkarıyor, savaş oluyor, her iki taraftan da insanlar ölüyor falan filan. Buraya kadar her şey ÖSS sınavında soru olarak çıkar! Bundan sonrası asıl önemli olan. Dönemin güçlü bazı Avrupa devletlerinin planlamasıyla bir sözde Ermeni soykırımı bize dikte ettiriliyor. O kadar ki, bu olmayan soykırım hala tartışılıyor, bazı Avrupa devletleri de bunu tanıdığını açıklıyor. Neden? Türkiye sınırları içerisinde, Ermenilerin miras olarak gördüğü topraklar için.
Kürt sorunu daha da tehlikeli. Bir açılımdır gidiyor bugünlerde. Hem de silahlı çatışmalar bitsin, daha fazla asker şehit olmasın diye de halkımızın duygusal tarafını okşayan nedenler öne sürülerek. Tamam bunlara kimsenin söyleyecek lafı olamaz. Ama terörist başlarıyla pazarlık etmek gibi bir durumun içine sokuluyoruz. PKK’ya yeri geldiğinde silah yardımı yapan, bu örgüt vasıtasıyla ülkeye uyuşturucu sokan Amerika’nın, bu sorunun çözülmesinde çok ama çok büyük katkısını ve teşvikini de unutmamak lazım tabi! Bu Kürt meselesinin de açılımının da planlı olduğunu anlamak için olayları incelemek yeter. Geçmişten günümüze iktidarlar, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesini her anlamda ya unuttular ya da unutmaları söylendi! Ne bir hizmet götürüldü oralara ne de bir yardım edildi. Komplo teorisi denebilir ama belki bu da planlıydı! Başka türlü bu PKK, bu terör ortamı nasıl doğabilirdi ki! Milli mücadelenin başladığı yerlerde bugün terör konuşuluyorsa bu, hem de kafa patlatılarak İsrail ve Amerika tarafından organize edilmiş Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir parçasıdır. Bu projede de Türkiye’nin toprak bütünlüğüne yer yok ne yazık ki!
Bunlar işin siyasi savaş tarafı. Peki bu olaylardan rahatsız hiç Ermeni ve Kürt yok mu dersiniz? Ben, sözde soykırımı tanımayan çok fazla Ermeni, PKK’yı ve İmralı’da tatile çıkarılmış Ayşegül’ü! kendilerinden görmeyen çok fazla da Kürt tanıyorum. Onlar, bu ülkenin topraklarında nefes almışlar, hala da alıyorlar. Onlar bize dost olarak bakabiliyorlar. Ama biz bu ülkeyi bölmek için türlü oyunlar oynayanların ekmeğine yağ sürüp, onları dışlıyoruz. Çoğu zaman görmezden geliyoruz. Onlar bizim için yalnızca televizyonda gördüğümüz, yolda görünce de yolumuzu değiştirdiğimiz canlılar olmaktan çıkmalı artık! Bu ülkeyi böldürmemenin yolu da buradan geçer, siyasetin içindeki ayak oyunlarından değil!
Ben diyorum ki onlardan iyi dost olur.. Biz bu sorumluluğu alalım, sonrası kolay.