Geçenlerde bir mantıcı reklam için hazırladığı bildirileri dağıtıyordu, Bana da bir tane verildi ve okudum, dikkatimi çekti.
Reklam yazısında günümüzde yaşanan bazı olayları mizahi bir dille anlatmaya çalışmışlar, hoşuma gitti. Aklıma burada yazmak geldi. Bütün bir bildiriyi yazdım, biraz uzun bir yazı oldu.
İşte yazı;
Yasaklamalar koyma ile koyulan bu yasaklamaları kaldırma şeklindeki 1 ve 2 nolu duyurularımızı, mizahi anlatımlarla sizlere sunmuştuk. Nereden ve neremizden, nasıl ve ne şekilde teğet geçtiği bilinmeyen ekonomik krizler ile kolbastı oyunu arasında geçirilen bazı Kanun veya kararnameler gündemden düşmeyince, bu iki duyurumuzda bazı değişiklikler yapma gereği hissettik. Yapılan değişiklikleri andıçlayan tek sayfalık bu kağıt parçamızı, memlekette 50-60 yıldır süregelen önemli meseleleri hakkında bilgi edinmeniz ve kol gibi geçirilmek istenilen başka şeyleri anında 3G’lemeniz için hazırlamış bulunmaktayız. 1 ve 2 nolu duyuruların ışığı altında, konuyu bir daha özetlemek gerekirse:
-Üst solunum yolundan başlayan ve alt solunum yoluna doğru ilerlerken rahatsızlık yaratan gazları, tesisin müsait olmayan olmayan yerlerinden dışarı atmak; bu suretle, Anayasa’nın veya ozon tabakasının herhangi bir yerini, bir kere de ben delsem ne olur havasını yaratmak;
-Dinlenirken veya yiyecek bir şeyler beklerken not tutmak, örneğin: “Özgürlükle barış, tüm insanların; özlemi olacak yarınlarda” diye bir şeyler karalayıp, daha bugünden “yarınlar bizim” havası yaratmak; adisyonları küçük bir kağıt parçası sanıp, ön veya arka yüzlerine değişik karakterlerde imzalar atmak veya bu kağıt parçasını, taraf olan bir kesimin görebileceği yerlere servis yapmak;
-Askerliğini er/erbaş veya ast/üst olarak yapan kişilerden, sivil hayatında nalbantlık yapanları nallamak için bahaneler arama; bakkallık yapanları terazinin bir kefesine koymaya veya kabzımallık yapanları, kabak gibi oymaya kalkışmak; gençliğinde hatalı sollama yapmış olanların alınlarında neden, “Hatalıysam, falan numarayı arayınız!” yazısının olmadığı veya bazı giriş çıkışlara neden, “Askeri Araç Çıkabilir” uyarı levhasının konulmadığı hususunda, eskiye dönük araştırmalar yapmak; çekiliş yapılmayan günlerde, herhangi bir yerde yapılmakta olan sidik yarışı’na katılmak ya da at yarışı oynamak;
-Küçüklüğü gözle görülen mantımızın, piştikten sonraki büyüme oranının ne olacağı üzerinde tahminler yürütmek; ızgara köfte yerken yaşanılan sertleşme durumunda, sanki tesisimizin etiyle kemiğinden sorumluymuş gibi, Dr. Haydar Dümen’in sülalesine küfretmek; pirzola yerken görülen zar-zorluk durumlarda veya istemeyerek oldu şeklindeki durumlarda, Güzin Abla dururken, Fahriye Abla’dan akıl almak; bazı illerdeki sertleşme sorununu açıklayıp, siyasetteki sert ortamı yumuşatmaya çalışmak; ne yapacağımızı herkes görecek şeklindeki açıklamanın, penis barometresi ile tenis raketi arasında kaynayıp gittiği kanısına varmak;
-Konyalıdan başkasına bastırmam derken, Halime’yi samanlıkta bastılar bahanesiyle, öküzün altından buzağı aramak; ara sıra cübbe veya şalvar giyip, “hoca minareden düştü, gordin mi?” havasını yaratmak veya öküzüm torbadan düştü diyerek kadınlar tuvaletinde de var sanılan pisuarlara saldırmak;
-0 komisyon veya hiçbir ücret ödenmeden girilen tuvaletimizde, el-kol sallayarak veya sağı sola alarak çıkmak; “Para ödemeden nereye gidiyorsun?” anlamına benzerlikteki one minute’lik kavram ile, “Ananı da al gel!” söylemindeki bilimsel bir ifade arasında, siyasal bir bağ kurmak; sıra takip ederek gelen ve gün be gün yükselen derin dalgaların korkusuna kapılıp, sabahın köründe terleyerek veya her güne .com’layarak uyanmak;
-Netekimleşilmeden önceki günlerde, Yurttan Sesler Topluluğu’nun koro halinde söylediği, “Ordu’nun dereleri” Türküsü ile her on yılda on beş milyonu yeniden yaratılan gençler arasında söylenen, “Tombul tombul memeler” türküsü arasında açılımsal bağ kurmaya çalışmak; netekimleşilen günlerin bir sabahında, “Çanakkale içinde aynalı çarşı” türküsüyle galeyana gelip, “Denize dalayım mı, su alıp geleyim mi?” türküsüyle ortamı yumuşatmak veya “Dere geliyor dere, yalelli yalelli; kumunu sere sere” türküsünü söyleyerek, yüksek yüksek tepelere ev kuranları dere ve derecilere, dere yatağında uyuyanları da darbe ve darbecilere karşı uyarmak;
Bu günden itibaren serbest bırakılmıştır.
Duyurulur.
Yazıda adı geçen türküler:
- Çanakkale içinde aynalı çarşı
- Ordunun dereleri
- Dere geliyor dere
- Tombul tombul memeler