Aşık Veysel gibi Şarkışla’lı olan Muhsin Yazıcıoğlu, Ülkücü hareketin en ön saflarındaki neferlerinden biriydi.
1980 darbesinden sonra “5 yılı hücre” tam 8 yıl kadar cezaevinde kaldı, Mamakta bu kadar süre tutulan Muhsin Yazıcıoğlu ilgili davadan ceza almdı ve beraat etti, yani “Pardon” oldu.
Bir helikopter kazası oldu, alışık olduğumuz kurtarma rezaletlerinden biri yaşandı, tabiri caizse, şimdi bilemiyorum yanlış bir şey yazmak istemem zira blogumu okuyan acayip mevkilerde olan abilerde var ama tutamıyorum kendimi, zaten hayatını sessiz sakin yaşayıp geçirebilecek tiplerden değilim ya o başa bela.
Tabiri caizse resmen bir skandala dönüştü olay, 1 tabur asker toplamda 2.000 kadar askeri ve sivil birlik aramaya katıldı. Galiba asıl skandal kordinasyon eksikliğiydi, daha birçok alınacak ders var bu olaydan, çok çok, bu tür acı tecrübeler bizde meşhurdur.
Hep aynı, evimize hırsız girdikten sonra pencereleri demir kaplarız ya hani biz, o hesap. Deprem olur, bir sürü acayip şeyler yapılır, unutulur. Helikopter düşer ve insanlar ölür, bulunamaz, sonra bir sürü acayip şeyler olur, bu da unutulur. Hiç merak etmeyin, ne diyor Veysel; benim sadık yarim kara topraktır. Dualarımız sizinleydi, sizinle.
Teknoloji var, bilen yok. Olmaz tabi canım benim, olmaz tabii ki. Senin neyine teknoloji, senin neyine bilim, sen al şu buzdolabını ver oyunu, sonra git yemekteyiz programını izle, ne bileyim kurtlar vadisiniz izle masturbasyon yap kafana göre takıl, ama senin neyine teknoloji ha? Neyine senin.
Şu güzel ülkemde…
Neyse bu bile fazla.
21 Mart’da Aşık Veysel’i anmıştık.