Kategoriler
Kültür Sanat

Çaresizliğinize ağladım

Çaresizliğinize ağladım Genç adam hıçkırarak ağlıyordu. Bir tarafta aşık olduğu kadın, diğer tarafta kendisine aşık olan başka bir kadın vardı.

Aylar önce aşık olduğu kadına rastlamıştı, yıllardır içinde büyüttü aşkı tekrar yeşermişti ama uzun bir ilişkisi vardı o anda yaşadığı, kendisine aşık bir kadın vardı ve genç adam seviyordu hayatındaki kadını. Ama aşk başkaydı onun için, aşk yarım kalan bir hikayeydi. Bu kez kararlıydı genç adam, yıllar önce terk edilmiş olsa da tekrar yaşayacaktı bu aşkı. Cesurdu bu kez.

Aşık olduğu kadına günlerce, aylarca anlattı aşkını,ağladı,isyan etti,sitem etti kadına. Uzun zamandır süren ilişkisini bitirdi adam aşık olduğu kadın için.

Aşka inandı genç adam..
Ama genç kadın hiç aşık olmadı bu genç adama. Kendince inandırdı bu aşka yüreğini. Zoraki cümleler kurdu genç adama. Onu anlamaya ,sevmeye çalıştı. Aylar sonra genç adamın aşkına inanan kadın, ona kıyamadı. Aşkla yanmayı çok iyi biliyordu çünkü. Ona acıdı, onu sevdi ama aşık olmadı hiç.. Zaten aşk bir kere değil miydi?

Genç kadın her şeyi hayatın akışına bırakmıştı. Genç adam ise huzursuzdu. Yıllardır düşlediği hayatı elde etmişti oysa. Arkasında bıraktığı bir acı vardı,acının üstüne mutluluk kurulmuyordu;aylarca buna inandırdı kendini. Sonra itiraf etti kendine;onu böyle huzursuz eden başka bir şeydi. Delice aşık olduğu kadın ona aşık değildi. Kadının gözlerinde başka bir erkeğin gözleri vardı. Ne kadar seviyorum dese de kadın,inandıramamıştı genç adamı.

’Sen benim sana olan aşkıma aşık oldun’ diyordu genç adam. Evlilik planları yapmaya başlamıştı genç adam. Ama içindeki şüpheler onu öfkelendiriyordu. Aşık olduğu kadının başka bir erkeğe olan aşkını hissediyordu. Kadın onunla birlikteydi ama biliyordu ki kadının yüreği yıllar önce ölen başka bir erkeğe aitti hala. Yüreği kanıyordu genç adamın. Halbuki genç kadın seviyordu kendisini ama yetmiyordu bu. Hırçınlaştıkça kırıyordu genç kadını. Bir yandan evlilik hazırlıkları yaparken bir yandan da aşkına karşılık bulamamanın öfkesini ta yüreğinde hissediyordu.

Evlenmişlerdi işte,evilik belki yaralarını saracaktı. Genç kadın artık onun eşiydi. Sarıldı genç kadına;aşkla sevişti genç adam kadınla. Genç adam aşkla genç kadın ise ona şefkatle sarılıyordu. Genç kadının dudaklarından çıkan bir kelime genç adamı çılgına çevirdi o an. Genç kadın eski aşkının ismini fısıldamıştı o an. Genç adamın gözleri dönmüştü bir anda, genç kadın ise hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Genç adam hırpalıyordu kadını. Bir şizofren kadar kontrolsüzdü şimdi. Genç kadın perişan,genç adam perişandı artık..Aşkla oyun oynanmıyordu işte… Aşk iki kişilikti çünkü.

Neden diye bağırıyordu genç adam;’’neden bana aşık değilsin? o adamla neler yaşadın?o adam sana dokundu mu?’

Ağlıyordu genç kadın; çaresizliğine;karşısındaki adamın aşkına ağlıyordu..
Sustu kadın,adam da sustu.

Kadının ellerinden tuttu adam; beni sev diye usulca kadına sarıldı. Bu onların kaderiydi; sarıldı kadın adama…Ağlayarak dokundular birbirlerine,ağlayarak sardılar yaralarını. Artık biliyorlardı;ikisi de kendilerine asla aşık olamayacak başka insanlara aşıklardı.