Serdar Kuzuloğlu Televidyon.com’da Teknosohbet programını yapıyor, Radikal gazetesinde yazıyor. Kendisi zaten klasik medya’da bir yazar ayrıca Yahoyt.com’da da yazıları oluyor. Blogunu zevkle takip edeceğiz.
Blogunda şöyle belirtmiş;
Bu benim hayatımda kalkıştığım üçüncü blog denemem.
İlkinde daha doğru dürüst blog yazılımı bile yoktu. Web kiraları ateş pahasıydı ve açıkçası ne yazacak fazla bir şey vardı ne de okuyan. O dönemlere ait birkaç kelime yazayım da anlayın: mIRC, Netscape, ICQ. Üzülerek de olsa kapattım gitti…
İkinci denememde durum değişmişti ama bloga dair ziyaretçi istekleri öyle iştahla artıyordu ki onları yarım heves bırakmakla asıl işimi boşlamak arasında gidip gelir hale gelmiştim. Yine kapattım…
Senelerce bu blogun yerinde duran sayfamın dibinde aynen şunlar yazıyordu
Planı nedir: Zaman bulup güncelleyebileceği bir blog sahibi olmak. Bilgiler, siteler, yazılımlar, dergiler, kitaplar, şarkı/türküler uçup gidiyor havaya; yazıktır…
Görünen o ki, tam da şu anda bu makus kaderi yeniyorum. Ama Radikal gazetesindeki bir köşe yazımda da değindiğim gibi bir gazetecinin blog açması futbolcunun antremandan sonra kafayı boşaltmak için koşuya çıkması gibi bir şey. Yani zaten işin olan bir şeyi (yazmak) bir hevesmişçesine tekrarlaman zor. Porno filmlerdeki kadınların cidden bağırdıkları kadar keyif aldıklarını düşünmek kadar safça.
Bütün bu gerçeklere rağmen yine de elimden geldiği kadar buraya uçup gitmesini istemediğim şeyleri not etmeye çalışacağım. Dünyayı değiştirmeyeceğim, gündemi alt üst etmeyeceğim ama burası benim küçük güzel blogum olacak. Yaptığım diğer işler için tepede yer alan ‘Hakkımdaki (hemen) her şey‘ başlığını inceleyebilirsiniz.
Bendeki blog açma hevesini yeniden yeşerten FriendFeed‘e de buradan samimi bir teşekkür iletmem gerek.