Kategoriler
Eğlence

Ferhangi bir şey

Ferhangi bir şeydi. Büyük bir tiyatrocu idi. Yenisi kolay kolay gelmeyecek olanlardandı.

Türkiye’nin yaşayan en önemli değerlerinden birini, Rasim Öztekin’in ardından, ustası Ferhan Şensoy’u da kaybettik.

Ömrünü tiyatro, edebiyat ve sanatın farklı kollarında üretime adamış, değerlerinden taviz vermeden elinin değdiği her alanda kalıcı izler bırakmış Ferhan Şensoy’u kaybettiğimizi öğrenmek gerçekten çok acı.

Türkiye tiyatrolarının duayen ismi, köklü bir sinema ve televizyon kariyeri bulunan oyuncu; roman, deneme, günlük, dizi ve film senaryoları yazarı, şair ve Ortaoyuncular tiyatro topluluğunun kurucusu Ferhan Şensoy, 70 yaşında aramızdan ayrıldı. Sağlık sorunları nedeniyle bir süre önce anjiyo yapılan Şensoy, bu anjiyoya bağlı gelişen komplikasyonlar nedeniyle temmuzda hastaneye kaldırılmıştı. Vefatı, Ortaoyuncular’ın resmî hesabından yapılan bir açıklama ile duyuruldu.

@Ortaoyuncular

Samsun’un Çarşamba ilçesinde doğan, ilk öykü ve şiirleri henüz 18 yaşındayken Yeni Ufuklar ve Soyut dergilerinde yayımlanan Şensoy, 1970’den itibaren Devekuşu Kabare’ye skeçler kaleme almaya başladı. Grup Oyuncuları çatısında ilk profesyonel oyunculuk deneyimini yaşadı. 1972-1975’te Fransa ve Kanada’da tiyatro eğitimi ve çalışmalarına Jerome Savary, Andre-Louis Perinetti gibi isimlerle devam ederken Ce Fou De Gogol adlı oyunuyla Montreal’de En İyi Yabancı Yazar ödülünü aldı. Yine Montreal’de Theatre De Quatre – Sous’da da yönetmenliğini yaptığı Harem Qui Rit isimli müzikalde oynadı.

Türkiye’ye dönmesinin ardından Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu ve Nisa Serezli – Tolga Aşkıner Tiyatrosu’na katkılarda bulundu. Öte yandan Devekuşu Kabare Tiyatrosu’na çeşitli skeçler yazmaktaydı. 1976’da ilk televizyon skeçlerini yazdı, bu skeçlerde garson rolüyle ilk kez televizyona çıktı. 1978’de, ilk kitabı Kazancı Yokuşu’nun yayımlanmasının ardından sinema üretimlerine başladı; aynı yıl Mete İnselel ile Anyamanya Kumpanya Tiyatrosu’nu kurdu. O yıl yazdığı Bizim Sınıf adlı televizyon dizisi 2. bölümden sonra öğretmenlerin manevi şahsiyetini tezyif ettiği gerekçesiyle TRT’de yasaklandı. Kadrosunda yer aldığı Evdekiler ve Giyim Kuşam Dünyası dizileri de çok geçmeden yayından kaldırıldı.

Kendi tiyatrosu olan Ortaoyuncular’ı 1980’de kurdu. Günümüze dek 50’yi aşkın oyunun oynandığı Ortaoyuncular’ın bünyesinde, ayrıca Nöbetçi Tiyatro adlı bir gençlik grubu kurarak, yeni tiyatro sanatçılarının yetiştirilmesine katkıda bulundu. Şahları da Vururlar oyununda yönetmen ve oyuncu olarak yer aldı; oyun, tiyatroda sahnelenmeye devam ederken, Ortaoyuncular Yayınları’nın ilk kitabı olarak basıldı.

1986’da yazıp yönettiği Muzır Müzikal adlı müzikal, tepkiyle karşılaştı. Oyunun 77. gösterisinin ardından, sahnelendiği Şan Tiyatrosu şüpheli bir biçimde yandı. Grup Lokomotif, Derya Baykal, Bülent Kayabaş, Sevil Üstekin ve Tarık Pabuçcuoğlu’nun sahne aldığı oyun yüzünden mahkemeye verilen Şensoy, 21 gün hapis cezasına çarptırıldı.

Muzır Müzikal’in son bulmasının ardından tek kişilik bir gösteri olan Ferhangi Şeyler‘de oynamaya başladı. Birçokları Ferhangi Şeyler‘in stand-up komedilerinin ilham kaynağı olduğu düşünse de, kendisi “Etkilenmiş olabilirler ama Ferhangi Şeyler bir stand up değildir.” demişti. İstanbul’u Satıyorum ve Ferhangi Şeyler gösterileri sürerken; Avni Dilligil Ödülü, İsmail Dümbüllü Ödülü, Nasrettin Hoca Mizah Ödülü, Kültür Bakanlığı Jüri Özel Ödülü ile onurlandırıldı.

Ferhan Şensoy - Münir Özkul
Ferhan Şensoy – Münir Özkul

1989 yılında Kel Hasan Efendi’nin Ortaoyuncuları kavuğunu Münir Özkul’dan devraldı. Oyunlarını Küçük Sahne’de sergileyen Ortaoyuncular, 1989’da tarihi SES tiyatrosunu onarılmasının ardından SES-1885 tiyatrosuna taşındı. Yazıp yönettiği, 90’ların en acayip televizyon işlerinden olan Varsayalım İsmail adlı dizideki performansıyla, Nokta’nın Doruktakiler ödülünün sahibi oldu. 1996’da Ferhangi Şeyler Stuttgart, Duisburg, Bochum, Berlin, Wuppertal, Köln, Nürnberg, Münih, Frankfurt, Hamburg, Amsterdam ve Zürih’te sahnelendi. Günümüze dek Ferhangi Şeyler 1400’den fazla kez sahnelendi.

2004’te Tayfun Güneyer’in Şans Kapıyı Kırınca filminde oynadı; aynı sene, yönetmenliğini Mert Baykal’ın yaptığı, senaryosu kendine ait olan politik taşlama Pardon’da da rol aldı. 2007’de Fername isimli tek kişilik oyununu yazdı, oynadı ve dekorunu yaptı; bu oyunuyla İsmet Kuntay En İyi Oyun Yazarı ödülünün sahibi oldu.

Sayısız oyun ve kitap kaleme alan; film, dizi ve tiyatro oyununda rol alan Şensoy son olarak geçtiğimiz sene Gündeste isimli şiir kitabını yayımlamıştı.

Kel Hasan’ın fesi ve kavuğu

Münir Özkul, Dümbüllü’den aldığı ve tuluat sanatının simgesi sayılan fesi Müjdat Gezen’e; Müjdat Gezen ise 2017’de Baba Sahne’nin açılışı sırasında Şevket Çoruh’a devretmiştir. Orta oyununu temsil eden kavuk ise Münir Özkul tarafından 1989’da Ortaoyuncular Tiyatro Topluluğu’nun kurucusu Ferhan Şensoy’a, 2016 yılında Ferhan Şensoy tarafından Rasim Öztekin’e devredilmiştir. Rasim Öztekin 2020 Ağustos ayı itibarıyla tiyatrodan emekli olmuş olması nedeniyle, Kavuk’u “Türkiye’deki sanat yapmanın zorluklarına karşı, sanatı ile kazandıklarını yine tiyatroya yatırarak Kadıköy’de Baba Sahne’yi kuran” Şevket Çoruh’a devredeceğini açıklamış, 20 Eylül 2020 tarihinde Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda düzenlenen özel bir devir teslim töreniyle Kavuk, Çoruh’a devredilmiştir. Böylece 2020 yılında Fes ve Kavuk üçüncü kez tek bir sanatçıda buluşmuştur.


Ferhan Şensoy ve Rasim Öztekin’i yakından tanıyan hatta yakını sayılabilen bir kişi olan sevgili Fatih Altaylı abimin yazısını okuyunuz:

@fatihaltayli

Rasim Öztekin’in ardından, ustası Ferhan Şensoy’u da kaybettik.

Biri sınıf arkadaşım, sıra arkadaşımdı.

Diğeri ise Galatasaray Lisesi’nden ağabeyim.

Gerçi Galatasaray’ı bitirememiş, Çarşamba Lisesi’nden mezun olmuştu ama bizim için mektepliydi.

Şamata gecelerimizin en değerli konuğuydu.

En mavra Galatasaray Lisesi hikayelerinin “uydurucusuydu.”

De Gaulle’ün ziyaretinde “İ.ne de Gaulle” tezahüratı yapıldığı palavrasını öyle güzel hikayeleştirip anlatmıştı ki, hepimiz için artık doğru olmuştu.

Çok büyük sanatçı, çok büyük bir entelektüeldi.

Türkiye onu 1970’lerin sonunda TRT’de “Adnan Pazarlama” ile tanıdı.

Aristofanes’i, Çehov’u, Brecht’i, Karl Valentin’i, Dürenmatt’ı, Haldun Taner’i kendi üslübuyla yoğurup sahneye koyandı.

Şahları da Vururlar’dı, Süper Market’in karşısına dikilen Kahraman Bakkal’dı, İstiklal Caddesi’ne yaydığı Nazi askerleri ile İçinden Tramway Geçen Şarkı idi, Muzır Müzikal’di, Şan Tiyatrosu’nun son şanlı günüydü.

Yeteneksiz bir tiyatrocuya ettiği küfür sonrası, rahmetli İsmet Ay’ı yetenekli olduğuna pişman ettirendi.

Mazhar Alanson’u İstanbul’a tanıtandı.

Ferhangi bir şeydi.

Büyük bir tiyatrocu idi.

Yenisi kolay kolay gelmeyecek olanlardandı.

Fatih Altaylı – haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli-1001/3177642-ferhangi-bir-sey
Ali Poyrazoğlu, cenaze töreninde Ferhan Şensoy’u anlattı!
Türkiye’nin “Mahmut Hoca”sı Münir Özkul: Türk tiyatrosunun usta sanatçısı #MünirÖzkul’un ölüm yıl dönümünde saygıyla anıyoruz.
Münir Özkul