Kategoriler
Ivır zıvır

Ülkemizdeki ticaret anlayışı ve işleyişi

İşte bir kritik sorunla daha karşınızdayım efendim..Ülkemizdeki üç kağıtçı pazarlama zihniyetinden bahsetmek istiyorum biraz, bahsedeyim ki iş hayatına atılacak olan arkadaşlarımız yollarını çok geç olmadan çizebilsin, örnek alsın, hata yapmasın.

Ben 24 yaşındayım ve 17 yaşımdan itibaren ticaretin içerisindeyim. Anadolu ya toptan pazarlama ve sektörümüzde tanınan bir aile firmasıyız. Bu kısa sektörel hayatımda o kadar çok şeye şahit olup o kadar çok şey öğrendim ki uzmanlıklarım arasında dolandırıcılıkla mücadele bile var. Ticarette dönen yolsuzluklara örnekler verecek olursak;

  • Anadoludaki müşteriniz siparişi verir, siz ödemesini almaya yanına gidersiniz adam yanınızda vadesini iteleyebildiği kadar iteler çekinizi yazar. Siz kapıdan çıktığınızda bankasını arar size verdiği çek numarasını bankaya bildirir ve “çekim çalındı” ihbarı yapar.
    Siz hakkınız olan çeki aldığınız için içiniz rahattır ama çek blokelidir, çalıntı ihbarlı olduğu için vadesi gelip çeki tahsil etmeye gittiğinizde hırsızlık ile suçlanırsınız. (Ülkemizde bu yolla voleyi vurup trilyonlar dolandıran dolandırıcılar istediklerini aldıktan sonra bu olaya önlem alınmıştır.)
  • Bankanızdan çek karnesi alırsınız. Kendi çekiniz ile piyasaya 4-5 ay güven sağladıktan sonra daha yüklü mal çekmeye başlarsınız ve vadeyi uzatırsınız. Çekiniz ile vadeli 10 liraya aldığınız malı 8 liraya peşin olarak sattığınızda o malı havada kapan çok olur tabiri caizse taze b.ka çok sinek konar.
    Bu yolla trilyonları cebinize koyup voltanızı aldıktan sonra arkanızdan beddua edenler pekte umurunuzda olmaz sanırım. (Benim çalıştığım ticaret merkezinde bu yolla 40 milyon TL vurgun yapıp piyasayı dolandıran kişi çok geçmeden yakalandı ve bu ana haberlerde yayınlandı)

Örnekler çoğaltılabilir aslında yazacak o kadar çok şey var ki, sadece başımdan geçenleri yazmaya kalksam onlar bile yeter. Melesa başımdan geçen küçük bir telefon görüşmesi;

ben: abicim verdiğiniz senet protesto olmuş, sen de müşterinden almışsın bu ne zaman ödenir?
müşterim: abi paramız olunca öderiz..
ben: nasıl yani? abi sen paran olunca ödersinde ben senin keyfini mi bekleyeceğim?
müşterim: evet abi..

Ticarette öyle rahat adamlar karşınıza çıkar ki kafayı yememek, cinayet işlememek elde değildir. Sen malı göndermişsindir, aradan 1 ay geçer evrak olarak vadeli şekilde ödemeni almışsındır, zaten yazması gereken vadenin 60 gün üstüne çıkılmıştır, ve buna rağmen ödenmemiştir, ödenmesi gereken tutar ise 1.000 TL gibi komik bir rakam ve ardından yukarıda geçen telefon görüşmesi yaşanmışsa kafayı yememek içten bile değildir. Yaşadığımız ülkede her yapılan kötü şey yapanın yanına kar kalıyor, dava açılsa da 2-3 senede tamamlanıyorsa bu iş ciddi bir sorunlar abidesidir. Başımdan geçen küçük bir olayı daha anlatayım düzen, işleyiş, yargı nasıl işliyor daha iyi anlarsınız. Birisinden senet almışım 2.000 TL ödenmemiş, protesto olmuş ve üzerinden 1 ay geçmesine rağmen ödenmemiş;
ben: abicim bak bu senedin üzerinden 20 gün geçmiş avukata vereceğim seni ne zaman ödeyeceksin?
müşteri: ver onur. o benim daha çok işime gelir, dava açarsın 2 senede tamamlanır, 2 sene sonucunda benim sana olan borcum 1.000 TL faiz işler toplam 3.000 TL olur hakim bu borcu taksitlendirir ben de sana taksit taksit öderim daha işime gelir.

Herkesin mevzuattan, nasıl işlediğinden haberi var. Herkes yolunu bulmuş bir biz enayi olmuşuz..!

Bir birlerinin çek karnesini kullanıp bankadan kredi almak için teminata verilmek üzere yazılmış “hatır çekleri”, 20 TL bakiyeye kredi kartı çekmek istersin “abi kredi kartım dolu” yalanları, senin paranı ödemez gider 4×4 arabayla dolaşmalar, borcu ödememek için elemana “arayanlara ben yokum dışarı çıktı dersin” yalanını söyletmesi, yine sana bana borcunu ödemeyip karı kızla gününü gün etmeler gibi iğrenç yalanlarla karşılaşma olasılığınız çok yüksektir, sabırlı olursunuz ama çok fazla uzun sürmez.

Size tavsiyem özel sektörü tercih edecekseniz yerinizi sağlamlaştırın, maaşınız az olsa bile yetinin, kafanız rahat olsun…Ay sonundaki KDV, SSK, Muhtasar, Geçici Vergi, Kurumlar Vergisi, alacakların tahsili, vereceklerin düzeni gibi tamamen can sıkan mevzulardan uzak durursanız ömrünüz benimkinden en az 5-6 sene uzun olur buna garanti veriyorum!! Ülkemizde okumakta fayda etmiyor işin garip yanı bu. Okursun 4/6 sene eşşşeeek gibi mezun olursun açıkta kalırsın, iş bulamazsın. Uzay bilimleri filan okursun mezun olduktan sonra jeton düşer “ulen benim ülkemde uzayla ilgili bir şey yapılmıyor ki” diye ama halbuki haybeden okumuşundur gider taksicilik yaparsın. O yüzden okuyacak arkadaşlara tavsiyem eğer bu ülkede yaşıyorsanız geçerli meslek dallarını tercih edin, mezun olduğunuzda iş bulma olasılığınız yüksek olsun.

Ayrıca kendinizi yetiştirin. Sadece okuduğunuz okul ile alakadar olmayın ne bileyim projeler, tezler yazın, bunları ilgili makamlara yollayın şansınızı deneyin sayısal loto oynamaktan iyidir. Benim her zaman bir lafım vardır “pensenin, pense olduğunu bilmeyen 4 senelik üniversiteye okumuş adam benim gözümde boş adamdır” diye bir çok kesimden tepki alsam da bu böyledir arkadaşlar “kendinizi yetiştirin”…