Kategoriler
Genel

Yaratılış Sütunları’ndaki yıldız oluşumları

James Webb Uzay Teleskobu nefes kesici Yaratılış Sütunlarından yıldız oluşumları fotoğrafları.

Şimdiye kadar uzaya gönderilen en gelişmiş teleskop olan NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu, evrenin en eski yıldızlarını ve galaksilerini ortaya çıkararak heyecan yaratması sonrasında Yaratılış Sütunları’nı görüntüledi.

Pillars of Creation (NIRCam Image)

Tam boyuttaki fotoğrafı https://webbtelescope.org/contents/media/images/2022/052/01GF423GBQSK6ANC89NTFJW8VM adresinden görebiliyoruz.

Hubble gibi görünür ışık teleskoplarından farklı olarak kızılötesi ışık kullanan, yıldız oluşum bölgesindeki tozun içini görmeyi sağlayan görüntüler gönderen James Webb, selefinin ilkin 1995’te görüntülediği ve 2014’te tekrar taradığı Yaratılış Sütunları’nın yıldızlarla dolu yeni görüntülerini yakaladı.
James Webb’in çektiği Yaratılış Sütunları’nın son derece ayrıntılı manzarası NASA tarafından yayımlandı.

Tour the Webb Telescope’s Pillars of Creation

Yaratılış Sütunları diye adlandırılan bulutlar, Dünya’dan yaklaşık 6500 ışıkyılı uzaklıkta yıldızların oluşmaya devam ettiği aktif bir bölgede bulunuyor.

Yaratılış Sütunları, Yılan (Serpens) takımyıldızındaki Kartal Bulutsusu’nda yıldızlarla dolup taşan gaz ve tozdan oluşan hidrojen yapılar. NASA’ya göre üç boyutlu sütunlar görkemli kaya oluşumlarına benzese de çok daha geçirgenler. Çöl manzarasından yükselen kemerler ve kulelere benzeyen yapılar, aslında gaz ve tozun yeni yıldızlar oluşturmak için çalışmasından ötürü sürekli değişiyor.

This is what you’ve waited for.
Journey with us through Webb’s breathtaking view of the Pillars of Creation, where scores of newly formed stars glisten like dewdrops among floating, translucent columns of gas and dust: https://go.nasa.gov/3EPPiXW

Hubble’ın 1995 yılında ilk kez çektiği görüntü, Yaratılış Sütunları’nı ünlü yapmış ve uzay gözlemcileri tarafından ikonik kabul edilmişti. Hubbe, görünür ışıkta daha keskin ve daha geniş bir görüş ortaya çıkarmak için 2014 yılında sahneyi tekrar ziyaret etmişti.

Webb ise kızılötesi sensörleri sayesinde toz bulutlarının bulanıklaştıran etkisini bertaraf ederek bölgede oluşan yeni yıldızları daha iyi inceleyebildi. NASA, Webb’in yakın kızılötesi kamerasından (NIRCam) alınan yeni kızılötesine yakın ışık görüntüsünün, bu yıldız oluşum bölgesindeki tozun derinliklerinin daha iyi gözetlenmesine yardımcı olduğunu söyledi.

Açıklamada “Kalın, tozlu kahverengi sütunlar artık opak olmaktan çıktı ve hâlâ oluşmakta olan daha birçok kırmızı yıldız görünür hale geldi” denildi. Yeni görüşün “bölgedeki gaz ve toz miktarlarıyla birlikte yeni oluşan yıldızların çok daha kesin sayılarını belirleyerek araştırmacıların yıldız oluşum modellerini yenilemelerine yardımcı olacağı” belirtildi.

NASA’ya göre James Webb Uzay Teleskobu, dünyanın en önde gelen uzay bilimi gözlemevi.

32 yaşındaki Hubble’ın 6 tonluk halefi, Aralık 2021’de yörüngeye fırlatıldı, Ocak 2022’de Güneş ile Dünya arasında bir denge noktasına ulaştı ve Temmuz 2022’de ilk kez bir görüntüsü kamuoyuyla paylaşıldı.

Amaçları arasında dünya dışı yaşam arayışını ilerletmek var

Hubble gibi görünür ışıklı gözlemevlerinin yapamadığı şekilde devasa toz ve gaz bulutlarının içinin görülmesini sağlayan Webb’in 4 ana hedefinden biri, bu. Diğer 3 amaç, erken evrenin başlangıcına yakın bir yerde oluşan ilk yıldızlara ve galaksilere tanık olmak, galaksilerin milyarlarca yıl boyunca nasıl bir araya geldiklerine dair anlayışımızı ilerletmek ve güneş sistemimizin ötesindeki gezegenlerin atmosferleri hakkında bize daha fazla bilgi vermek, hatta dünya dışı yaşam arayışını ilerletmek.

Evrenin içindeki yerimizi de araştırıyor

NASA, “Webb güneş sistemimizdeki gizemleri çözecek, ötesine geçip diğer yıldızların etrafındaki uzak dünyalara bakacak ve evrenimizin kökenlerini, gizemli yapılarını, içindeki yerimizi araştıracak” dedi.

Kaynak: sputniknews.com.tr – webbtelescope.org