Hayatta bazen bir boşluğa düşeriz, çevremizdeki herkesten nefret bile ederiz. Kimsenin bizi anlamadığını düşünürüz böyle zamanlarda en çok tekrar ettiğimiz cümle kimse beni anamıyordur artık. Aslında sadece bir boşluktayızdır biz farkında olmayız sadece. Kendimizce farklı yorumlar hayatımızda iyi olan ne varsa karalamaya başlarız. Oysa çoğu zaman bu boşluğun sebebi monotonlaşan hayatımız,memnun olmadığımız koşullar, iş stresi gibi düzeltilebilecek sorunlardan ibarettir.
Bu zamanlarda yalnızlığa yöneliriz; bir şarkıda dediği gibi “insan bazen yalnız kalmak ister, kendi kendine kalmayı özler, gerçekler bazen az gelir, bu dünya bazen dar gelir”, ne doğru bir söz ama. Yalnızlık batağına bir saplandık mı çıkmak zordur artık sevdirir önce yalnızlık kendini bize fakat bir yerden sonra büyük bir hastalık olduğunu anlarız ama artık bazı şeyler için geçtir. Yalnızlık bir ilaç olduğu kadar bir hastalıktır da fazlası zarar verir. Hepimiz dönem dönem yalnızlığa yönelmedik mi en kadim dostumuz olmadı mı, kimi zaman dermanımız kimi zaman derdimiz oldu. Yalnız kalmak insanlardan uzaklaşmayı, beraberinde kopan ilişkileri, karamsarlığı, hayata küskünlüğü getirir. Yalnızlık karamsarlığın kardeşidir.
Bir arkadaşımın dediği bir söz vardı “siyaha sempatim var ama sevmem” işte böyle olmalı yalnızlık bizim için ona sarılacağımız anlar olmalı ama onu benimsemeliyiz kaptırmamalıyız kendimizi ona..sebebimiz ne olursa olsun. Dışarıda her şeyiyle bizi bekleyen bir dünya ve her zaman yanımızda olacak dostlarımız hep vardır. Çözüm dışarıda farkına varmak yeterli.