Her insan hayatında sarılacağı destek alacağı mutluluğu, hüznü paylaşacağı birilerine ihtiyaç duyar. Adına da dost derler.
Bende herkes gibi dostlara sahiptim. Hala da sahibim ama eskisi kadar çok değiller. Yaşım ilerledikçe dostlarımın sayısı parmaklarımın sayısını geçmiyor doğru olanda bu ya dost dediğin seçkin kişiler olmalı sayısının önemi yok herkes dost olmaz.
Gün geliyor artık farklı açıdan bakıyor başka değerlerle sorguluyorsun dostluğu aslında dostluğun ne olduğunu bu zamanlar anlıyorsun. Çocukken bir şeker paylaşmayı beraber oynamayı dostluk bildim hep ama büyüdüm dostluğu şimdi anladım. Ben büyüdükçe, ben değiştikçe insanlarda değişti ama olumlu yönde değil gerçek yüzlerini yeni yeni görmeye başladım.
Ben hep aradaki mesafeleri yıkmaya çalıştım dostlarımla kardeşten öte olmak istedim. Ama hep çabalamama rağmen olmadı. Şimdi geride bıraktıklarımın aksine istediklerimi yapabildiğim dostluğun anlamını benim gibi bilen dostlara sahibim ve eskisi gibi mücadele etmektense şimdi sadece dostluğun verdiği güzellikleri yaşıyorum şimdi dostlara sahibim şimdi bir dostum…
Dost bildiğim insanları silmedim hemen, son bir çabayla uğraştım, gerçek dost olmak için ama kaybedilen içtenlik olunca çabalar sadece anlık oluyor Veremiyor beklediğiniz içtenliği, sözleri farklı olsa da hissediyorsunuz söylediği gibi olmadığını ve artık geride bırakma zamanı geldi diyip eski dostları da sıradan insanların arasına alıp arkadaş sıfatını yerleştiriyorsunuz arkadaş ama arkadaştan uzak bir sınıfa.
Ben dost bildiğim insanları kaybettim onlarsa gerçek bir dostu… Ama kaybettiğim gibi gerçek dostları da kazandım. Onlarınsa elinde olan tek şey kendileri gibi sahte insanlar, umarım bir gün gerçek dostluğun anlamını öğrenirler çıkar gütmez menfaat gözetmezler… Umarım.