Bazen görmekten, duymaktan çok, hissetmek ister insan. Hissetmek, dünyanın en güzel duygusudur. Küçük ayrıntılara dikkat edip, hissetmek. Mesela, rüzgâr konuşur bazen, anlatır sana bir şeyleri. Oturur dertleşirsin onunla. Ya da deniz kenarında sahilde, dalgalar sır verir. Gülümser bazen veya yağmur, küçük bir çocuk gibi ağlar, seninle. Ya da bir kedi yavrusu ıslanmıştır, titrer yağmurda. Sığınacak bir sıcaklık arar veya bir bebek ağlaması çok şey anlatır. Ama en çok rüzgârı dinlemeyi, anlattıklarını paylaşmayı severim. Yağmurlarda biz arkadaşız. O, ne zaman gelse, ben onun yanındayımdır. Çünkü, söz verdik biz. Arkadaşlar asla terk etmez 🙂 Her ağladığımda, yağmur benim yanımdadır. Her ağladığımda yağmur benim içimdedir.. Son kez ağladığımda da yine yağmur sadık kalmıştı bana.. Bir de yıldızları severim. Hiç gerçekleşmeyen dileklerimi tutarım, onlara bakarken. Gülümser, göz kırparlar bazen. Hisset, sadece yaşamı hisset der bana rüzgâr fısıldayarak. Beni dinlerken, yaşamı hisset.. Sadece benimle tekrar et, bak yaşıyorum ve hissediyorum, her şeye rağmen..
Kategoriler
“Sen hiç rüzgârın sesini dinledin mi?” için 3 yanıt
vayy bee
güzelmiş, yüreğine sağlık.
harbidende vay beeee güzel.. okurken daldım qittim kendim yaşamış gibi oldum vallahi ya 🙂