Bugün internette bulduğum eski bir habere takıldım, rivayete göre, Duygu Asena ve Can Yücel, o zamanlar çok izlenen Cem Özer Show’a konuk olmuşlar. Sohbet bir ara haliyle şiire gelmiş. Duygu Asena bir ara Nazım Hikmet’ten “Kartpostal Şairi” diye bahsedince Can Yücel’in o an gözlerinde şimşekler çakmaya başlamış.
Etiket: ayfername
Everest’de Rest
Bazen, senin beni düşündüğün kadar düşüneyim diyorum seni. Bazen, senin beni önemsediğin kadar önemseyeyim diyorum ben de seni. Bazen, yoruluyorum seni düşünmekten. Bazen de, senin yorulmanı bekliyorum beni düşünmekten. Bazen, büyük beklentiler içinde olduğumu fark edip, “aptalsın olum” diyorum kendime. Bazen de, kıymet bilmez sana diyorum, “aptalsın sen” diye.
Ateşböcegi olmak varken
Üff! Felaket bir gündü gerçektende. Zaten gözümü açtığım ilk anda hissetim bugün yolunda gitmeyecek olayların pembe – mor diziler halinde beni bulacağını. Radyo kanallarını değiştirsem de, günlük koşuşturmalardan bu şekilde kurtulamayacağımı. Ve ne yaparsam yapayım kesinlikle yataktan çıkmak zorunda olduğumu ister istemez kabul etmek zorundaydım.
Benzemez kimse “O” na
Öyle çokmuşsun ki bende, bazen yüreğim daralıyor afkanlar basıyor sağdan sağdan. Ne yana baksam seni arıyorum. Hangi konu olursa olsun tek senden konuşmak istiyorum. Nereye gitsem tek istikamet hep sana olsun istiyorum
Taşınma .. Taşıma .. Taştım ..Taş
Tatildeydim .. Geldim! İyi halt ettim Gelir gelmez yordular beni! * Gidişim sessiz oldu ama is dönüşüm muhteşem olacak. Ey Halkim unutma beni.*
Epey bir telefon trafiğinden sonra nihayet öğle yemeğinde buluşabildik. Esasen telefondaki ağlamaklı ses, biran önce buluşmamız gerektiğini işin ölüm kalım meselesi olduğunu söylemesi, diğer planlarımı ertelemeye yetmişti. Buluştuğumuz Restoran nezih ama ortam bünyemin kaldıracağından çok fazla gergindi. Gergin olması bir yana, sanki cenaze kaldırmak üzere beklemedeyiz!
Derin yaradır ihanet!
“Karadutum, çatal karam, çingenem….” diye başlar şiir ve devam eder gider. Bir çoğumuz biliriz bu şiir’i. Ve sanırız ki şair, bu şiiri eşi için yazmıştır. Oysa sairin esi için tam bir dramdır bu yazılanlar!
“Nerden geldim, nereye gidiyorum, büyüyünce ben ne olacağım falan?” diye… Bir gün öyle bir his doldu içime ve “Yahu, dur ben bir falcıya gideyim!” dedim. İnanmayacaksınız ama hemen bir falcı buldum! Çıktım yola. Falcı teyzenin evindeyim! Sen aklındaki soruları soruyorsun o da, pişti oynadığımız kağıtlar var ya, onların üstüne tükenmez kalemle bir şeyler yazmış. Onları […]
.:.
Suskunluğuna alıştım dersem boş, inanma sakın. İçimde ne Etna’lar patlıyor da klavyem geveze benim. Beynim ne kadar uğraşırsa uğraşsın klavyeye söz geçiremiyor. İçimden geçenleri henüz beyin süzgecinden elemeden, ne var ne yoksa seriyor yokluğuna. Son bir kaç gündür taa kılcal damarlarımda hissettiğim sancılarımın biraz olsun hafiflediğini hissettiğim dakikada üstelik “Hassasım” dediğim anda gitmeyip kalsaydın ibadet […]