Bütün Aşkların Başlangıcı okuru yüksek sesli bir dramla karşılamaz; tam tersine, neredeyse sıradan bir tanışıklıkla başlar. Judith Hermann, bu romanda aşkı anlatıyormuş gibi yapar ama çok kısa sürede başka bir şeye geçtiğini fark ederiz: gitmeyen bir adamın yarattığı belirsiz tedirginliğe. Ne açık bir tehdit vardır ne de dramatik bir kırılma; yine de her sayfada, sınırların sessizce ihlal edildiği bir alan genişler. Roman ilerledikçe okur da tıpkı karakteri gibi şu soruyla baş başa kalır: İnsan, tehlikeyi fark ettiği hâlde neden adını koymakta bu kadar zorlanır? Bütün Aşkların Başlangıcı ismiyle romantik bir aşk romanı gibi duruyor fakat, psikolojik gerilim tarzında yazılmış bir roman.















