Geçtiğimiz ay bir televizyon programında biz gençlerin özenmeye çalıştığı, onun küfürlü esprilerini yapıp güldüğü Recep İvedik karakterini canlandıran Şahan Gökbakar, Filistinli insanlar için elli bin Türk Lirası göndermişti. Gazetede bu haberi gördüğümde Gökbakar’ı tebrik etmiştim. Bence her bilinçli sanatçının yapması gerekeni yapmıştı.
Ancak Recep İvedik 2 filminin çıkmasıyla işler bozuldu. Şahan da mikrofon tuttuğunda Filistinli insanlar için yapılması gerekenleri anlatıp, gidip Coca Cola alan vatandaşlar gibi davranarak Recep İvedik 2’de İsrail mallarının reklamını yaptı ve neredeyse bir buçuk milyon Türk’ü Amerika görünümlü İsrail mallarına yöneltti.
Bunun için para aldı mı almadı mı bilmiyorum ama, filmde mekan ve ürün isimleri sansürlenmedi, neredeyse üstüne basa basa söylendi.
Gönderdiği elli bin Türk Lirası ne işe yaradı acaba? O elli bin lira yüz
binlerce bilinçsiz sinema izleyicisi tarafından eksi elli bin liraya dönmüştür. Sırf Recep filmde gitti diye “Recep İvedik gibi şu mekana gidelim” muhabbetleri duydum ve bu acı tabloyu sizlerle paylaşmak istedim.
Ha, ben bu boykot diye tabir ettiğimiz konuda kuru kuruya bir boykot yapalım düşüncesinde değilim. Elbette ihtiyaçlar konusunda alternatif bulamazsak alacağız, ancak aynı kalitede veya daha kaliteli bir Türk ürünü varsa onu niye tercih etmiyoruz ki? Ya da bu işi ekonomiye döküp, neden ihtiyacımız olmadığı ürünleri alıyoruz ki de diyebilirim.